5 - MARKALAR İŞÇİLERİN SÖMÜRÜLMESİNDEN SORUMLU TUTULMALIDIR

Markalar düzenlemelerden korkmadan faaliyet gösteriyor. Şeffaf olmayan tedarik zincirlerinin arkasına saklanıyorlar ve kârdan orantısız bir pay alırken tüm riskleri tedarikçilere yüklüyorlar. Tedarikçiler de bu riskleri işçilerin ve doğanın üzerine yıkıyor. Bu arada, işçilerin tazminat için çok az yolu bulunuyor. Şeffaf bir değer zinciri, etkili ve erişilebilir şikâyet mekanizmaları ve sorumlu satın alma uygulamaları markaların hesap verebilirliğini sağlamanın bir gereğidir.

Ancak, markaların çalışma şekillerini kendi istekleriyle değiştireceklerine güvenmek mümkün değildir. İşçilerin katılımını ve çözüm yollarına erişimi merkeze alan zorunlu insan hakları ve ekolojik durum tespiti, hem iklim krizi hem de doğayı koruyan ve restore eden düşük karbonlu bir endüstriye geçiş nedeniyle işçilere ve yaşadıkları topluma verilen zararı önlemek ve telafi etmek için bir fırsattır. Bir diğer fırsat ise, Hazır Giyim ve Tekstil Sektöründe Sağlık ve Güvenlik için Uluslararası Anlaşma gibi, sendikalar ve markalar arasında müzakere edilen, işçi odaklı, yasal olarak bağlayıcı ve uluslararası olarak yürürlüğe konabilir anlaşmalardır. Bu anlaşmalar sendikalar için kilit bir rol içerir ve mahkemelerde yaptırım gücü vardır